Amsterdam Dam Meydanı, Amsterdam’ın kalbi gibidir. Çevresinde, bu meşhur meydanı dışında gezilecek daha bir çok yer olmasına rağmen Dam Meydanı eğlence merkezlerinin, önemli müzelerin kısacası görülmesi gereken onlarca yeri tek bir çatı altında toplamış bir bölgesidir. Amsterdam gezilecek yerler yazısından sonra şimdi de şehrin gözdesi olan Dam meydanı gezilecek yerlere göz atalım.
Amsterdam’a Geldiysen İlk Gideceğin Yer: Dam Meydanı
Turistik ve kültürel anlamda şehrin göbeğindeki bu özel meydan gezginlere neler vaat ediyor? Amsterdam Dam Meydanı denince aklınıza küçük, ortasında bir heykel bulunup yalnızca onu görmek için gittiğiniz bir yer canlanmasın. Müzeleri, eğlence yerleri ama bunlardan da önemlisi bir şehrin eski oluşumlarına, eski yaşamlarına yakından tanıklık edebileceğiniz bir yer olması nedeniyle Amsterdam’ın en özel yerlerinden bir tanesi.
Amsterdam Dam Meydani bir bakıma Avrupa şehirlerinde olmazsa olmaz bölgesi olan ‘Old Town’ oluşumuna benzer gözükse de kesinlikle alakası yok. Burası tam olarak eğlence ve hareketin merkezidir. O nostaljik havasının yanında hiç bitmeyen hareketliliği ve her yaştan ziyaretçiyi ağırlaması Dam Meydanı’nı görülecek kılan nedenden sadece birkaçıdır.
Dam Ne Demek?
içindekiler
Öncelikle ‘Dam’ Meydanı ismi nereden geliyor bunu açıklamakla başlayayım. Dam İngilizce’de baraj anlamına geliyor ve bölgeye bu adın verilmesi 13. yüzyılda burada inşa edilen baraja gelen Amstel Nehri’nin suyunun buradan dökülmesinden kaynaklanıyor. Zaman içindeki kullanımla beraber Amstel Dam yerini ‘Amsterdam’a bırakmış.
Dam Meydanı Tarihi
Limandaki lojistik faaliyetleri sayesinde bu alan o zamanlarda da çok kalabalık ve gözde bir turizm, ticaret merkezi haline gelmiş. Günümüzde Damrak olarak tanınan ve Amsterdam’ın en hareketli alışveriş yerlerinden bir tanesi olan bu kısım gün geçtikçe gelişip büyüyerek şu an olduğu gibi o zamanda bir turizm merkezi olarak kullanılmış. Eğlence ve kültür şehir olan Amsterdam da bu küçük köyün büyüyüp genişlemesiyle oluşmuş. 19. yy.’da Amstel Nehri’nin bir kısmı doldurularak şu anki Dam Meydanı’nın etrafı tamamen toprakla çevrilerek Menkul Kıymet Borsası binası inşası için kullanılmış.
Dam Meydanı Nerede?
Dam Meydanı Amsterdam’ın merkezi kabul edildiğinden toplu taşıma araçlarının neredeyse hepsinin geçtiği, merkez tren istasyonundan yürüyünce de 5-10 dakikalık uzaklıkta olan bir bölgedir.
Dam Meydanı’na Nasıl Gidilir?
Zaten Amsterdam Centraal Tren İstasyonu’na olan uzaklığının çok az olduğundan bahsetmiştim. Ama biraz daha detay vermek gerekirse Dam Meydanı’ndan geçen otobüsler 755, 757,759, 761 ve 763 iken, tramvay numaraları 4,9,14 ve 16 şeklinde. İmkânınız varsa bir bisiklet kiralayın ve tıpkı bir Amsterdamlı gibi siz de her yere bisikletle keşfedin derim…
Dam Meydanı Gezilecek Yerler
Dam Meydanı diğer Avrupa kentlerinin eski şehir bölge meydanlarına kıyasla çok daha hareketli ve merkezi kalan bir yer. Kafeler yerine Dam Meydanı’nda öne çıkan alan çeşitli etkinliklerin, festivallerin, küçük pazarların, protesto ve yürüyüşlerin adresi haline gelmiş. Yine de birbirinden güzel kafeleri Dam Meydanı’na çıkan sokak aralarında bulabilirsiniz. Amsterdam Dam Meydanı ve çevresindeki harika müzelere, sanat merkezlerine ve dini yapılara gelecek olursak hem içiyle hem de dış görünümüyle ihtişamı kolayca göz alan bir yer olduğunu fark edeceksiniz. Amsterdam ünlü yerleri bir araya toplamış olan meşhur Dam Meydanı yani Dam Square aynı zamanda her ülkede karşılaşabileceğiniz ‘Free walking tour’ yani ücretsiz şehir turları için de başlangıç ve buluşma noktasıdır.
- Ulusal Anıt
Ulusal Anıt (National Monument) Dam Meydanı’nın ortasında yer alan bir dikilitaş. 1956 yılında inşa edilen ve 22 m yüksekliğe sahip bu yapı 2. Dünya Savaşı’nda ölen Hollanda vatandaşları anısına yapılmış. Ulusal Anıt ayrıca ‘özgürlük’ simgesi kabul ediliyor.
Anıtta yer alan 4 erkek figürü savaşı, 4 kadın ve çocuk figürü barışı ve 2 adam figürü direnişi temsil ediyor. Anıta gömülü durumda olan vazoların içinde 11 vazo içinde vilayetlere ait topraklar bulunuyor. - Konninklijk Sarayı (Amsterdam Royal Palace)
Konninklijk Sarayı Amsterdam gezilecek yerler arasında en önemli yerlerden bir tanesi. Bu görkemli bina 1648 senesinde Jacop van Campen tarafından dönemin mimarisine uygun bir şekilde tasarlanıp dekore edilmiş. Zaten dış cephesine bakıldığında bu kolayca fark ediliyor. Konninklijk Sarayı 1655 yılında belediye binası olarak kullanılmak üzere inşa edilmiş fakat Napolyon’un kardeşi Louis Bonaparte döneminde sadece 4 yıl saray olarak kullanılsa da günümüzde önemli günlerde düzenlenen törenlerin adresi olarak kullanılıyor. Tabii bir de adının hakkını verecek şekilde kralın Amsterdam’a geldiğinde konakladığı yer aynı zamanda.
Saray içerisinde Amsterdam’ın en parlak dönemlerini resmeden resimler, heykeller, kabartmalar, rölyefler gibi önemli sanat eserleri de yer alıyor. Ayrıca saraydaki Hazine Odası ihtişamlı bir mermer şömineye, dünya genelindeki en iyi mobilya koleksiyonuna ve tavan resimlerine ev sahipliği ediyor. Dekorasyon ve resimleriyle hem içi hem dışıyla göz dolduran sarayın diğer önemli bölümleri ise Alderman Salonu ve Konsey Odası.
Amsterdam Kraliyet Sarayı resmi olarak kullanımının yanı sıra ziyarete açık olduğu için bence turistler bu güzelliği görebildiği için çok şanslı. Fakat resmi olarak kullanılıp çeşitli etkinliklere de ev sahipliği yaptığından internet siteleri üzerinden güncel ziyaret saatlerini takip etmek güzel olabilir. - Yeni Kilise (Niuewe Kerk)
Yeni Kilise, gerçekten yeni yapıldığı için değil şehir merkezindeki diğer kiliseye kıyasla daha geç yapıldığı için bu adı almış. 16. yy.’da inşa edilen bu kilise 1814 senesinden beri kraliyet etkinliklerine ev sahipliği etmiş olsa da aynı zamanda uluslararası sergilerin de düzenlendiği yer olduğu için popülerlik kazanmış durumda. Yeni Kilise, az önce bahsettiğim Amsterdam Konninklijk Sarayı yani Kraliyet Sarayı’nın hemen sağında kalıyor. - Madame Tussauds Müzesi
Madame Tussauds etkileyici ve tüyler ürpertici gerçeklikteki balmumu heykellere ev sahipliği ediyor. Amsterdam ünlü yerleri arasında dünyaca üne sahip olduğu için öne çıkan bu müzeyi kesinlikle kaçırmayın! Balmumu heykellerin ardından en üst kata çıktığınızda ise şu an bahsettiğimiz meşhur Dam Meydanı ve alışveriş bölgesi olarak tanınan Damrak manzarasını izleyebilirsiniz. Madame Tussauds Müzesi giriş ücreti kişi başı yaklaşık 20 Euro! Bilet özelliklerine göre bu fiyat 44 Euro’ya kadar çıkıyor. Bir de bunlar online bilet fiyatları, gişeden alırsanız çok daha yüksek oluyor. - De Bijenkorf
Burası Hollanda’nın en büyük ve en yeni mağazalarından bir tanesi olup, Dam Meydanı’ndaki 6 katlı binasında da giyim, elektronik, kozmetik kısacası ne ararsanız rahatça bulabileceğiniz bir alışveriş merkezidir. Eğer alışveriş yapmak gibi bir amacınız varsa burayı ve Dam Meydanı’nın yine alışveriş açısından çok işlek bir caddesi olan Kalverstraat’ı ziyaret edebilirsiniz. - Red Light District
Amsterdam denince ilk akla gelen yerlerden bir tanesi olan Red Light District, Dam Meydanı paralelinde kalan oldukça fantezi ve hareketli bir caddedir. Elbette Amsterdam gezilecek yerler arasında en baştadır.
Pratik İpuçları
Dam Meydanı toplu taşıma araçlarıyla veya Amsterdam’ın en süper aktivitesi olan bisikletle seyahatle çok kolay ulaşılabilen bir yer. Tabanvay, tramvay, bisiklet…Amsterdam’ı gezerken hepsini deneyin derim.
Dam Meydanı’nın etrafında yer alan kafeler hem hareketli hem de lezzetli ürünler bulunan menüleri var. Mutlaka deneyin derim.
Şansınız varsa ve yılın belli zamanlarında kurulan dev dönmedolaplı lunaparka denk gelirseniz işte o zaman Dam Meydanı daha bir şahane olacaktır.
Sadece Dam Meydanı değil Amsterdam genelindeki müzelerde gezerken I Amsterdam Card‘ın çok işinize yarayacağını unutmayın.
Ekonomik gücünüz yeterliyse Dam Meydanı‘nda ve çevresinde birbirinden güzel oteller bulunuyor. Buralarda konaklamayı düşünebilirsiniz.
Amsterdam’ın en renkli ve hareketli caddelerinden bir tanesi olan Red Light District‘i de unutmamak lazım. Burayı da boylu boyunca gezip, kanallarda fotoğraf çekilebilirsiniz.
Yapmadan Dönmeyin
Madame Tussauds Müzesi’ni gezmeden,
Dam Meydanı’na bağlanan ara sokaklarda dolaşmadan,
Meydandaki sokak sanatçılarını izlemeden,
De Bijenkorf ve trafiğe kapalı olan Kalverstraat Caddesi’nde alışveriş yapmasanız da dolaşmadan,
Ücretsiz şehir turlarına katılmadan,
Dam Meydanı ara sokaklarındaki harika kafelerde oturup, kahve tatlı keyfi yapmadan,
Red Light District’i görmeden,
Kraliyet Binası’nı ziyaret etmeden,
Sadece bunlarla kalmayıp Dam Meydanı’nı ve çevresini tamamen keşfedip, dolaşmadan dönmeyin.
